KÖŞE YAZARLARI

MÜZİKOLOG GÖZÜYLE

Merhaba Değerli Afyon Magazin Okurları, Değerli Hemşehrilerim…

Ben de köşe yazılarımla Sizlerle olacağım.

İlk yazımda, hayal edilemeyecek bir sanat yolculuğu hikayesiyle Sizleri buluşturacağım.

Yıl 1936. Cumhuriyetimiz kurulalı henüz 13 yıl olmuş.

Dünyaya destan olmuş Kurtuluş Savaşımız sonrasında her alanda modernleşme ve uygar ülkelerin seviyesine gelip onlarla boy ölçüşebilmek için peş peşe devrimlerini hayata geçiren Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk; kültür ve sanat alanında da hızla ilerlemek için en büyük arzularından biri olan Musiki Muallim Mektebinin ( Ankara Devlet Konservatuvarı ) 1936 yılında Ankara’da kurulmasını emreder. Yurt dışından çok önemli sanatçılar ve hocalar ülkemize davet edilir.

Aradan 4 yıl geçtikten sonra, Dinar’ın Dikici Köyünün İmamı Hafız Halit Bey Konservatuvardan bir şekilde haberdar olur. Televizyon, radyo, gazete gibi hiçbir iletişim kaynağının olmadığı Dikici Köyü. Yıl 1940

Büyük oğlu Ahmet’i trene bindirip Ankara’ya bu okula yollar. Obua bölümüne başlayan bu köy delikanlısı başarıyla yolunda ilerler. Ülkemizin ilk obua sanatçılarından biridir artık. On yıl sonra bu kez en küçük kardeş Mehmet’te aynı serüvene katılır. O da obuacı olur. Daha sonra ( Cevizin Yaprağı türkümüzü derleyip Ankara Radyosuna kazandıran ) Nurettin de, ağabey gibi gördüğü Ahmet ve Mehmet’i takip ederek Ankara’nın yolunu tutar. Dikici Köyünden iki obuacı, bir flütçü çıkmıştır. 40 lı ve 50 li yıllarda. Kim bilir ki; dünyanın en kalabalık müzisyen ailesi bilinen Bach’lara Anadolu’nun küçücük bir köyünden emin adımlarla bir rakip geliyor.

Serüven böyle başlayıp devam ederken takip eden yıllarda Ahmet’in çocukları Sinan, Selim, Semra ( Torunları Utku, İdil, Arda ) . Mehmet’in çocukları Aydın, Gündüz, Barış sanatla tanışır babaları gibi. Ahmet ve Mehmet’ten başka bir de Mustafa var kardeş. O da çok aydın evlatlar yetiştirip eğitim ordusuna katar vatan hizmeti için. Cemal, Kemal, Meral. Bu kardeşlerin de çocukları Müge, Esra, Tahir, Perihan ve Erdoğan da sanat yolculuğunda yerlerini alırlar. Öte yandan Nurettin’in oğlu Vedat’ta katılır kervana…

Devam eden yolculuk, bugün 81.yılında olup 40 sanatçıyla dünyanın en kalabalık sanatçı aileleri arasında tarih sayfalarında yerini alır.

 

Ahmet Öğüt, 50 yıl Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrasında kardeşi Mehmet’le birlikte yan yana obua çalar. Dünyanın birçok ülkesinde konserler vererek başarıyla göğsümüzü kabartırlar. Mehmet Öğüt daha sonra bir dönem müdürlüğünü de yaptığı İzmir Devlet Senfoni Orkestrasında görev yapar. İzmir Operası ve İzmir Devlet Konservatuvarında da hizmet verir. Gelelim Nurettin Güler’e; bir dönem Devlet Opera ve Balesi Genel Müdür Yardımcılığı da yapar ve Ankara Devlet Operasında Flüt sanatçısı olarak uzun yıllar hizmet eder.

Mekânları cennet olsun, hepsi göçer gider bu diyardan.

Özetleyecek olursam; Sesi çok güzel olan Dikici Köyü İmamı Dedemiz Hafız Halit Öğüt ve Babaannemiz Zübeyde Öğüt, gurur duyduğumuz bu sanat yolculuğumuzun ilk tohumları ve adımlarını atmışlar.

Bizim Aileye gelince ;  Kardeşim Gündüz Öğüt İzmir Devlet Senfoni Orkestrasında Keman Sanatçısı 40 yıla yakındır. Birçok da romanı var yayınlanan yurtiçi ve yurtdışında. Küçük kardeşim Barış Öğüt ise; Antalya Devlet Opera ve Balesinde Başkemancı olarak görev yapmakta 20 yıldan fazla.

 

Bitirirken kısaca kendimden de bahsederek veda edeyim Sizlere.

1963 Ankara Doğumluyum. 1978 yılında Askeri Mızıka Okulunda başladığım eğitimime; 1981 yılında Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarında devam ettim. Azerbaycan Bakü Müzik Akademisinde Yüksek Lisans ve Doktora eğitimimi tamamladım. 2003 yılına kadar Türk Silahlı Kuvvetlerimizin Askeri Birlik ve Askeri Okullarında Bando Komutanı ve Öğretim Görevlisi olarak hizmet ettiğim askerlik hayatımı, 2003 yılında Binbaşı rütbesiyle emekli oldum. Samsun On dokuz Mayıs, Antalya Akdeniz ve İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Müzik Bölümlerinde uzun yıllar hocalık yaptım. İzmir Urla’daki Umak Güzel Sanatlar Akademimizde eşim Canan Hanım ve Ailemizin 4.kuşak sanatçıları olan Oğlum Aycan ve Kızım Elvan’la birlikte yetenekli gençleri sanatla buluşturma gayretiyle yolculuğumuza devam ediyoruz. Nefes aldığımız sürece de böyle olacak…

Afyonkarahisar Dinar Dikici Köyünden atılan kıvılcımla, Ülkemizin birçok önemli sanat ve eğitim kurumunda övünçle nesiller boyu yolculuğumuza devam..

81 yılda yolumuza ışık tutan Dedemiz, Babaannemiz, Amcalarımız ve Babamız Mehmet Öğüt ve Annemiz Ülker Öğüt’e şükranlarımızla.

Sağlıklı günlere kavuşmak dileğiyle esen kalın…   

Müzikolog Dr. Aydın ÖĞÜT 

 

Comment here