DÜĞÜNLER - ÖZEL ANLARNE-NEREDE-NASILTURİZM-SAĞLIKYAŞAM

HACER ÖLMEZDEN “KOKU VE MÜZİK TEZİ”

HACER ÖLMEZ TEZİYLE ÇIĞIR AÇTI

İŞ DÜNYASINDA “KOKU VE MÜZİK TEZİ”

İlimiz iş sağlığı ve güvenliğinde koku ve müziğin etkileri adı altında bir dönem projesi olarak üniversiteye sunan Hacer Ölmez bu konu da  araştırarak yaptığı tez, Üniversite yönetimi tarafından kabul gördü.

İş Güvenliği Anabilim Dalı Tezsiz Yüksek Lisans Programı AKÜ öğrencisi Hacer Ölmez’in  “İş Sağlığı ve Güvenliğinde Koku ve Müziğin Gücü” başlıklı Dönem Projesi, Afyon Kocatepe Üniversitesi Lisansüstü Eğitim ve Öğretim Sınav Yönetmeliği’nin ilgili maddeleri uyarınca değerlendirilerek kabul edildi.

 AFYON KOCATEPE ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ İŞ GÜVENLİĞİ ANABİLİM DALI TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI ÖĞRENCİSİ HACER ÖLMEZ UZUN YILLARDIR YAPTIĞI ARAŞTIRMA VE TEZ KONUSUNDA İLGİLİ MAKAMLARIN DİKKATİNİ ÇEKEREK MÜTHİŞ BİR BAŞARIYA İMZA ATTI.

İş sağlığı ve güvenliğinde koku ve müziğin gücü hakkında bilgiler veren Dönem öğrencisi Hacer Ölmez “Dönem Projesi olarak sunduğu “İş Sağlığı ve Güvenliğinde Koku ve Müziğin Gücü” adlı çalışmanın, tarafından bilimsel ahlak ve geleneklere aykırı düşecek bir yardıma başvurmaksızın yazıldığını ve yararlandığı eserlerin kaynakça ’da gösterilen eserlerden oluştuğunu, bunlara atıf yapılarak yararlanmış olduğunu belirtti.

iş sağlığı ve güvenliğinde koku ve müziğin gücüne inanan Hacer Ölmez yaptığı açıklama da “İşletmeler, yapılan her işin kalitesine göre sağlık ve güvenlik bakımından çeşitli tehlikeler barındırmaktadır. Meydana gelen tehlikelerin sebep olduğu olumsuz sonuçların sadece %2’si engellenemez durumda iken, %98’i engellenebilir durumdadır. İş Sağlığı ve Güvenliğinin mevcut çalışma kültürünün genişletilmesi ve aktif olan çalışma risklerinin azaltılabilmesi adına var olan koşullara eklenebilecek yeni yöntemlerin olduğu günümüzde artık sürekliliği olan bir düşünce şekli olmuştur dedi.

Ölmez açıklamasının sonunda” İş Sağlığı ve Güvenliği Kültürü genel olarak tüm dünyada “İş Güvenliği” kolunda daha çok ilerlemiştir, ancak duygularla dolu bir varlık olan insanın ruhuna hitap eden çalışmalar ve yöntemler daha geride kalmıştır. Bu Çalışmada 28/09/2022 tarihinde WHO (Dünya Sağlık Örgütü) ve ILO (Uluslararası Çalışma Örgütü)’nun yapmış oldukları ortak açıklamalarında söyledikleri “Depresyon ve kaygı bozuklukları nedeniyle 12 milyar iş gününün kaybedildiği ve dünya çapında ekonomiye yaklaşık 1 trilyon dolara mal olduğu tahmin ediliyor” derken sözleri ve yine aynı açıklamada yer alan WHO Genel Sekreteri Dr.Tedros Adhanom Ghebreyesus’un “İşin ruh sağlığımız üzerindeki bozucu etkisine odaklanma zamanı. Bireyin refahı harekete geçmek için yeterince iyi bir neden ancak ruh sağlığı bozukluğunun kişinin performansı ve üretkenliği üzerinde yıkıcı etkileri de olabilir”, sözlerinden yola çıkılarak mevcut İş Sağlığı ve Güvenliği Kültürünün özellikle iş sağlığı kolunun eksik yönleri detaylı bir şekilde analiz edilmiş ve bu eksikliklerden doğan sorunlara çözüm bulabilecek alternatif kavramlar olan koku ve müzik kavramlarından bahsedilerek, bu kavramların hem iş sağlığına hem de iş güvenliğine pozitif etki edebileceği düşünülen çalışmalar ve teknikler daha önce yapılmış birçok araştırma ve çalışma sonuçlarına dayanılarak detaylı bir şekilde tezimde sundum dedi.

KOKULAR VE MÜZİK STRESİ ÖNLÜYOR

Ölmez açıklamasının sonunda ”Yapılan araştırmalar, kokuların ve müziğin rüyalar, duygular, stres, ağrı, konsantrasyon ve hafıza gibi birçok alanı neredeyse kapsamlı bir şekilde etkilediğini göstermektedir. Örneğin, lavanta kokusu, kendinizi iyi hissettiren hormonların salgılanmasına neden olarak sizi mutlu edebilir. Diğer yandan, gül kokusu kan basıncını düşürme özelliğine sahip olup sizi rahatlatıcı bir etkiyle buluşturabilir. Kokuların uykusuzluğu ve stresi etkileyebileceği de araştırmalar tarafından ortaya konmuştur. Bunlara göre;

ÖLMEZ “İŞ VERİMLİLİĞİ İNANILMAZ ARTIYOR”

Kokular hafızamızı etkiler; Kokular, özel anıları tetikleyen güçlü bir araç olarak bilinir ve kayıp anıları hatırlatma amacıyla terapi de kullanılır. Toronto Üniversitesi’nde gerçekleştirilen araştırmalar, kokuların tetiklediği anıların daha net, yoğun ve duygusal olma eğiliminde olduğunu ortaya koymaktadır. Bu durumun nedeni, kokuyu işleyen beyin bölümünün duygu ve hafıza ile ilgili kısımlarla doğrudan bağlantılı olmasıdır. Kokular konsantrasyonumuzu etkiler; Nane, çilek ve lavanta kokusu, konsantrasyon konusunda olumlu etkiler sağlayabilir. Japonya’daki fabrika çalışmalarında, lavanta kokusunun sunulmasının ardından üretimin ve iş verimliliğinin arttığı gözlemlenmiştir. Sporcuların nane kokusuyla temas etmeleri, daha hızlı koştukları ve diğer sporculardan daha iyi bir konsantrasyon sergiledikleri şeklinde gözlemlenmiştir. Ayrıca, çocukların çilek kokusuyla karşılaştıklarında testlerde daha iyi performans gösterdikleri belirlenmiştir Kokular para harcama davranışımızı etkiler; Kokuların, ne satın aldığımızı ve harcadığımız miktarı etkileyebileceğini gösteren bir araştırmaya göre, güzel kokuların insanların ürünleri %84 oranında daha çekici bulmalarına neden olduğu belirlenmiştir. Örneğin, pahalı markaların mağazalarında düzenli olarak güzel kokuların kullanılması, bu duruma örnek olarak gösterilebilir. Chicago Üniversitesi’ndeki bu araştırma, tüketicilerin hoş kokuların algılarını ve ürünlere karşı olumlu tutumlarını etkileyebileceğini vurgulamaktadır.

HACER ÖLMEZ “İNSANOĞLU ÖLENE KADAR KOKU ALIR”

Koku duyusu son nefese kadar çalışır; Koku sinir hücreleri, diğer sinir hücrelerinden farklı olarak önemli bir özelliğe sahiptir: kendilerini sürekli yenileyebilme yeteneği. Diğer duyu organlarındaki sinir hücreleri zarar gördüğünde veya öldüğünde kendilerini yenileyemezler. Ancak, koku sinir hücreleri ölüm veya hasar durumunda kendilerini yenileyebildikleri için, bu özellik sayesinde ölene kadar koku almamızı sağlarlar. Bu nedenle, koku duyusu için “Ölmekte olan insanı en son terk eden duyudur” ifadesini kullanmak doğru bir tespit olabilir

Anne karnında, koku alma sistemine ait hücreler, beyin hücrelerinden daha önce gelişirler. Koku alma sinirleri, vücutta yenilenen tek sinir hücreleri olarak bilinir. Ruh halimizi, içgüdülerimizi ve duygularımızı etkileyen önemli bir faktör olarak kabul edilen koku alma duyusu, beyin ile dış dünya arasındaki en doğrudan bağlantıyı kurar. İçgüdülerimiz, duygusal durumumuz, hafızamız ve hormonal sistemimiz arasındaki ilişkileri koordine etmede önemli bir rol oynar” dedi.