AZERBAYCAN – BAKÜ
10 sene olmuş en son ziyaretimden bu yana. Aklımda kalanlar; köhne binalar, eski rus arabaları, bozuk yollar, taksici kavgaları.
Ne buldum; Renöve edilmiş pırıl pırıl binalar, son model mercedesler, jeepler, jilet gibi yollar ve İngiliz tipi taksimetreli taksiler.
Peki n’oldu? Hangi sihirli değnek değdi buralara?
Söyleyelim hemen; Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in karısı First Lady “Mehriban Aliyeva”nın eli değdi.
Peki, motivasyonu nedir? Eurovizyon 2012.
Parayı nerden buldu? Petrolden. Azerbaycan’da Trakya’da ki ayçiçeği tarlaları kadar petrol kuyusu tarlaları var. Mahalle aralarından, evlerin bahçelerinden petrol fışkırıyor. Ya doğalgaz? Dağlar taşlar yanıyor doğal gaz fazlalığından. Alevler fışkırıyor topraktan. Bu nedenle Bakü’ye “Ateş Şehri” denmiş, bu nedenle Bakü Zerdüştlüğün doğum yeri olmuş. Ateşe tapmışlar hep. Halen de şehirde Zerdüştlerin birkaç tapınağı var. Enteresan ama bizde mevcut bir sürü adet, gelenek, görenek de Zerdüştlükten gelme. Cemre düşmeleri, Gidenin ardından su dökmek, Nazar Boncuğu, At nalı asmak, Gece tırnak kesmenin uğursuzluğu, Tahtaya vurmak v.s.
Şehirde önüm, arkam, sağım, solum her yer bir önceki Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev resimleri, heykelleri, anıtları, posterleri, özdeyişleri ile dolu. Hani neredeyse bir duvardan “Sigara sağlığa zararlıdır. H.Aliyev ” yazısı çıkacak.
Azeriler gerçekten Türkiye’yi ve Türkleri çok seviyorlar. Sokaktaki adama hangi takımsın diyorsun. Fenerbahçe diyor. Garson kıza soruyorsun Fenerbahçe diyor. Taksi şoförüne soruyorsun Fenerbahçe diyor. Kimse kızmasın ama Gassaray mı? sorsanız en bileni; “haa yahşii. Beyoglunda bir mahalle” diyorlar Vefa gibi yani.
Yemek kültürleri de bize benzemeye başlamış. Her köşe başı dönerci, lahmacuncu, Mersin tantunici. TV programları da. Sabahları bazı kanallarda evlilik programları var. Ben bizimkileri seyrederken gülüyordum, burada kriz geçirdim. Hastası oldum. Azad TV. Uydu antenimi o kanala ayarlayacağım. İşe, eve kafam bozuldukça açacağım programı. Belki bir Azeri hanım bulurum kendime göre.
Bizim kuzen Azerbaycan’a yerleşik. Meşhur Alev Kulelerinde kontrol mühendisi. Akşam çıktık. Kuzen genç, bekar. Havadan sudan derken malum soruyu patlattım. E kuzen, “K.K durumları ne alem buralarda anlat bakalım?” “Kesik” dedi ve devam etti, Bak abi; en az 50 kez başıma geleni sana anlatayım;
– Şık bir bara veya nezih bir restorana gidiyorsun. Karşında son derece güzel bir kız. Gözler kocaman, dudaklar dolgun, giyim kuşam yerinde, marka saat, marka çanta. Parfüm de yerinde, saç-baş makyaj da. Hani resim gibi derler ya, geç karşısına seyret.
- E daha ne istiyorsun? Gurbet elde körün istediği bir göz Allah vermiş sana bin göz. Seyretmeye bile doyamıyorsun işte.
- Evet abi, geç karşısına seyret ama asla konuşma!
- Nassı yani?
- Her seferinde “hah işte” diyorum. 2 kelime kelam ediyorum. Sonu hüsranla bitiyor? Bak anlatayım. Kıza gittin selamlaştın. Sonra tanıma faslı.
- Nasılsınız?
- Eyi, Sen necisen?
- Şuraya oturalım mı?
- Hee düşeh kabağa (tamam ön tarafa oturalım)
- Neden öyle konuşuyorsun? Siz köyden mi geldiniz?
- Yooh. Menim babam yahşi bir pezevenktir. (iyi ve saygın biridir)
- Anlamadım. Ne iş yapar?
- Kerhanesi var. (işyeri, fabrika)
- !!! Bu sefer anladım.
- Peki, Senin baban ne iş tutar?
- Subay, Silahlı kuvvetlerde yani.
- Heee. yani.
- Bana bak… Sen ver telefonunu bir ara seni ararım?
- Yoh mende kalsın.
- Beni çaldır o zaman
- Sen menyah misen? Gayboldun galiba (kaybolmak=azmak)
- Yoo kaybolmadım, buradayım da sen ne diye bağırıyorsun? (bağırmk=anırmak)
- Sen özünü Kadir İnanır’a mı okşatırsın? (Sinirli ya, Kadir İnanır’a benzetti – Okşatmak=Benzetmek)
- Şimdi sen huysuz mu demek istedin bana?
- Ümid edirem değilsindir. Asker misin sen? (bekar mısın)
- Mühendisim dedim ya. Neyse boş ver acıktım. Ne yiyeceksin?
- Sümüklü et. (pirzola)
- Güzel. Dikkat et de sümüklerini pantolonuma dökme.
- Sen pantolon mu giyersin? Seni Allah gurtarsın. (pantalon=kadın iç çamaşırı)
- Hem de mavi severim (tercihim farklı )
- Aha. İndi başa düştü. Men gederem. (Şimdi anladım seni. Bana eyvallah)
Comment here